FITR SADAKASI
[860] Bize er-Rebi'
haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize Malik, Nafi'den haber
verdi. Onun İbn Ömer'den rivayet ettiğine göre, Rasulullah (s.a.v.) Ramazan ayı
dolayısıyla fıtır sadakasını insanlara bir sa' hurma yahut bir sa' arpa olarak
hür, köle, erkek, dişi bütün Müslümanlar için farz kıldı.
[861] Bize er-Rebi'
haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize İbrahim b. Muhammed,
Cafer b. Muhammed'den haber verdi. Onun babasından rivayet ettiğine göre
Rasulullah (s.a.v.), fıtır zekatını (sadakasını) ihtiyaçlarını karşıladıkları
hür, köle, erkek ve dişi herkes üzerine farz kıldı.
[862] Bize er-Rebi'
haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize Malik, Zeyd b.
Eslem'den haber verdi. O, Iyaz b. Abdullah b. Sad b. Ebu Serh'den rivayet
ettiğine göre; Ebu Said el- Hudri'yi şöyle derken dinlemiş: Biz, fıtır zekatını
/ sadakasını buğday, arpa, hurma, kuru üzüm yahut keşten birer sa olarak
verirdik.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Biz de bütün bunları delil olarak alıyoruz. Nafi'in rivayet
ettiği hadiste, Rasulullah (s.a.v.)'ın fıtır sadakasını ancak Müslümanlara farz
kıldığı anlaşılmaktadır. Bu da aziz ve celil Allah'ın Kitabına uygundur, çünkü
Allah'ın Kitabı, zekatı Müslümanlar için bir temizlenme sebebi yapmıştır.
Temizlenmek ise ancak Müslümanlar için söz konusu olur.
Cafer'in rivayet ettiği
hadiste ise; Nebi (s.a.v.)'ın fıtır zekatını kişinin kendisi ve ihtiyaçlarını
karşıladığı kimseler için farz kılmış olduğuna delalet vardır.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Nafı'in hadisinde de Cafer'in rivayet ettiği hadisteki
delalete benzer bir delalet vardır. Çünkü Rasulullah (s.a.v.), fıtır sadakasını
hür ve köle için farz kılmıştır. Kölenin ise malı olmaz. Ayrıca Rasulullah
(s.a.v.)'ın fıtır sadakasını vermeyi kölenin efendisine farz kıldığını beyan
etmektedir. Hakkında görüş ayrılığı bulunmayan hususlardan birisi de efendiye
kölesinin ve cariyesinin fıtır zekatını ödeme yükümlülüğü olduğudur. Bu ikisi
de onun nafaka ihtiyaçlarını karşıladığı kimseler arasındadır.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Buna göre, herhangi bir kimsenin nafakasını -vermemesi söz
konusu olmayacak şekilde- karşılamakla yükümlü olan herkese, o kimsenin yerine
fıtır zekatını ödemek yükümlülüğü vardır. Bu ise küçük çocukları, kötürüm ve
fakir büyük çocukları, kötürüm ve fakir babaları, anneleri, zevcesi ve zevcesinin
hizmetkarlarının nafakasını karşılamaya mecbur gördüğümüz kimselerdir. Eğer
zevcesinin birden çok hizmetçi si var ise, o hizmetçinin fıtır sadakasını
vermek yükümlülüğü yoktur. Kadının kendisi diğer geri kalan kölelerinin fıtır
zekatını / sadakasını ödemekle yükümlü olur.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: İster yanında bulunsun, ister bulunmasınlar. Kölelerinin
zekatını ödemek de onların sahibine düşer. Hayatta olduklarını biliyorsa,
onların döneceklerini ister ümit etsin ister etmesinler, farketmez, çünkü
onların hepsi kendisinin mülküdür. Çocuklarına anne olan cariyeler (ummu
veledler) in durumu da köleleri arasından belli bir süreliğine azad edilmiş
olanlar ile rehin bırakmış olduğu köleleri hakkında da hüküm böyledir, çünkü
bunların her biri onun mülkiyetindedir. Eğer nafakasını karşıladığı kimseler
arasında kafir birisi varsa, onun adına fıtır zekatı / sadakası verme
yükümlülüğü yoktur, çünkü kafir, zekat / sadaka ile temizlenmez.
Şafii (Allah'ın rahmeti ona
olsun) dedi ki: Kölelerinin köleleri de onun köleleri demektir. Onların da
fıtır zekatlarınıl sadakalarını vermekle yükümlüdür.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Şayet velayeti altındaki çocuklarının malları varsa, onlar
adına mallarından fıtır zekatını / sadakasını vermekle yükümlüdür. Kendisi
onlara bağış yaparak onlar adına kendi malından verecek olursa, onlar için de
yeterli olur. Bir kimsenin geçimini / nafakasını sağlamakla yükümlü oldukları
arasından hür bir kişi kendiliğinden kendisi adına yahut varsa karısı, oğlu,
babası ve annesi adına fıtır zekatını / sadakasını verecek olursa, bu da onlar
için yeterli olur. Ayrıca onun bunlar adına ikinci bir defa fıtır zekatı /
sadakasını vermek yükümlülüğü yoktur. Eğer bunlar yükümlülüklerinin bir kısmını
yerine getirecek olurlarsa, fıtır zekatındanı sadakasından onlar üzerinde
kalanını tamamlaması da onun görevidir.
Dedi ki: 'Adına fıtır
zekatını ödemesi kap eder: dediğim kimsenin eğer bir çocuğu olursa yahut da
onun mülkiyetinde ya da aile fertleri arasında Ramazan ayının son gününün
gündüzünde bir çocuğu olursa, üzerine Şevval'in hilalinin doğduğu geceden
önceki güneş de batarsa o gece ölse dahi onun fıtır zekatınıl sadakasını
ödemesi kap eder. Eğer fıtır gecesinin güneşi batar sonra bunlar arasında
birisinin çocuğu olur yahut bunlardan birisi onun nafakalarını sağlamak
durumunda olduğu kimseler arasına katılırsa, bütün bunlar hakkında onlar adına
fıtır zekatıl sadakasını ona kap etmez. Ondan fıtır zekatınını sadakasının
düşmesi hususunda bunlar senenin devretmesinden sonra malik olduğu mala
benzerler.
Başkası ile bir kölede
ortak bulunuyorsa, onların her biri o köledeki mülkiyeti miktarınca fıtır
sadakasını ödeme yükümlülüğü vardır.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Bir köleyi muhayyerlik hakkı kendisine ait olmak üzere
satıp Şevval hilali de doğacak olursa, alışverişin geçerli olmasını tercih
etmemişken sonradan geçerliliğini kabul ederse, fıtır zekatınıl sadakasını
ödemek satıcıya düşer.
Er-Rebi' dedi ki: Aynı
şekilde eğer bu köleyi hem satan hem satın alan muhayyer olmak üzere satsa,
Şevval hilali doğup köle müşterinin elinde iken müşteri de satıcı da alışverişi
geçerli kabul etmeyi ya da reddetmeyi seçerse, her iki durum arasında bir fark
olmayıp fıtır zekatınıl sadakasını ödemek satıcıya aittir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Bir kimse, bir diğerine muhayyerlik hakkı müşteriye ait
olmak üzere bir köle satsa ve Şevval hilali satışı reddetmeyi ya da satın
almayı tercih etmeden önce doğarsa, fıtır zekatınıl sadakasını ödemek
alışverişi geri çevirmeyi seçse dahi müşteriye aittir. Bu tercihini Şevval
hilali doğmadan önce yapmış olması hali müstesnadır. Bu durumda ise satılan
kölenin müşterinin elinde yahut satanın elinde olması arasında fark yoktur.
Ben, onun kimin mülkiyeti olduğuna bakarım ve fıtır zekatıl sadakası ile onun
yükümlü olduğunu kabul ederim.
Dedi ki: Bir adam bir
başkasının kölesini gasp ederse, kölenin fıtırını ödeme yükümlülüğü onun
malikine aittir. Böyle bir köleyi ücretle çalıştırsa ve nafakasını ücretle
kiralayana şart koşsa da durum böyledir.
Şafii dedi ki: Ticaret
için satın almış olduğu kölelerinin de fıtır zekatını / sadakasını ödediği gibi
bununla birlikte onların ticaret malı olarak zekatlarını da öder. Hizmet
maksadı ile ve başka maksatla kendisine ait diğer kölelerin de mülkiyeti
altındaki bütün hizmetçilerinin de fitir zekatını / sadakasını öder.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Bir adam Ramazan ayında bir başkasına bir köle hibe etse,
kendisine hibe edilen kişi, o köleyi, Şevval hilali doğuncaya kadar kabzetmese
biz, fıtır zekatını / sadakasını duruma bağlı olarak değerlendiririz. Eğer onun
köleyi kabzetmesini sağlarsa, bu durumda fıtır zekatı / sadakasını kendisine
hibe edilene düşer.
Şayet onu kabzetmese
fıtır zekatı / sadakası hibe edene düşer. Geceden önce köleyi kabzettikten
sonra güneş batsa, köle de onun tarafından kabzedilmiş olarak mülkiyetinde
bulunsa, anında onu geri verse dahi onun fıtır zekatını / sadakasını ödemek ona
aittir.
Dedi ki: Bir kimsenin
bir diğerinin malik olmasını sağladığı erkek köle ya da cariye olsun hepsinde
durum böyledir.
Şafii' (Allah ondan razı
olsun) dedi ki: Bir kimse kendisi ile bir başkası arasında ortak olan kölenin
yarısına hürriyetini verse ve fakat eli bol değilse, onun geri kalan yarısı bir
başka adamın mülkiyetinde kalmışsa ve onun (kölenin) eli darsa, diğer yarısı
bir başkasının kölesi kalmaya devam ediyorsa, o zaman kölenin yarısı
dolayısıyla fıtır zekatının / sadakasının yarısını öder. Şayet kölenin bayram
gecesi ve günü kendisinin gıdasını karşılayacak ve kendisinin adına fıtır
zekatının / sadakasının yarısını ödeyecek bir şeyleri varsa, kendisi adına o
yarısının zekatını ödemekle yükümlüdür, çünkü kendisi o gün için kazandığı
şeylere malik durumdadır.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Bir kimse bir diğerine kıraz için (mudaraba olarak) bir mal
teslim etse, o da onunla bir takım köleler satın alsa ve bu köleler satılmadan
önce Şevval hilali doğsa, bunların (fıtır) zekatları / sadakaları mal sahibine
düşer.
Şafii dedi ki: Köleleri
bulunan bir adam ölse, onun mirasçıları da Şevval hilali doğmadan önce o adama
mirasçı olsalar, ondan sonra da Şevval hilali doğmuş olsa, köleler de
mirasçıların ellerinden çıkmamışsa, o vakit o adamdan mirasları miktarınca
fıtır zekatlarını / sadakalarını ödemekle yükümlüdürler.
Şafii (Allah ondan razı
olsun) dedi ki: Aralarından kimileri mirasından payına düşeni almayacak olsa, o
malda fıtır zekatını / sadakasını ödemesi gerekir, çünkü durum ne olursa olsun,
onu mülk edinmesi tahakkuk etmiştir. Eğer bu kişi, Şevval hilali doğduğunda
ölse, onun mirasçıları da ona mirasçı olsalar, hem onun adına hem de
mülkiyetindeki kimseler adına, borç ve bunun dışında mirastan çıkartılan şeyler
ve vasiyetler üzerine dağılım yapılır.
Şafii (Allah ondan razı
olsun) dedi ki: Bir adam ölse ve bir diğerine bir ya da birçok köle vasiyet
etse, adamın ölümü Şevval hilalinin doğuşundan sonra tahakkuk etse, kölelerinin
zekatı Isadakası onun malından ödenir. Eğer Şevval'den önce ölürse, adam
(kendisine yapılan) vasiyeti istemez ve kabul etmezse ya da Şevval hilali
doğana kadar - ister bilsin ister bilmesin-onlar adına verilmesi gereken fıtır
sadakası duruma bağlıdır. Eğer kendisine vasiyet yapılan (musa leh) vasiyeti
kabul edecek olursa, fıtır zekatını / sadakasını ödemek de ona aittir, çünkü
köleler, ölenin mülkiyetinden çıkmışlardır. Onun mirasçıları da bu kölelere
malik değildir. Eğer kendisine vasiyet edilen, vasiyeti reddetmeyi tercih
ederse, onlar adına fıtır sadakasını ödemek onun yükümlülüğü değildir. Onlar
adına zekatıl sadakasını vermek mirasçılara düşer, çünkü köleler onların ya da
kendisine vasiyet olunanın mülkiyetine geçmeleri şarta bağlı idi.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Eğer kölelerin kendisine vasiyet edildiği kişi, onları
kabul etmeyi ya da etmemeyi seçmeden önce ölürse, o köleleri kabul edip
etmemeyi seçmekte onun mirasçıları onun yerine geçer. Eğer mirasçıları, o
köleleri kabul ederlerse, kölelerin fıtır zekatıl sadakası ölen babalarının
malından ödenir, çünkü mirasçılar onun mülkiyeti sebebiyle kölelere malik
olmuşlardır. Kendi mallarından bağış olarak o zekatı Isadakayı vermiş olmaları
hali müstesna.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Mirasın üçtebirden (1/3) çıkartıldıkları ve kendisine vasiyet
olunanın vasiyeti kabul etmesi halinde böyledir. Eğer bu köleler üçtebirden
(1/3) çıkmıyor (üçtebirin (1/3) kıymetinden fazla iseler) o takdirde onlarda
kendileri de mirasçılarla ortak olurlar, fıtır zekatların / sadakalarını ödemek
de mirasçıların mirası ile kendilerine vasiyette bulunulanların vasiyet miktarı
kadar aralarında paylaştırılır.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Bir adam, borçlu olarak ölse ve geriye bir miktar köle
bıraksa, onların fıtır zekatı / sadakası onun malından ödenir. Eğer Şevval'den
önce ölürse, mirasçılar o kölelerin zekatınıl sadakasını verirler, çünkü
köleler -ölüm yahut borç dolayısıyla satılmak suretiyle mülkiyetlerinden
çıkmadıkça - onların mülkiyeti altındadır. Bunlar ise vasiyet edilen kölelerden
farklı durumdadırlar. Çünkü vasiyet edilen köleler, eğer kendisine vasiyet
edilen kişi vasiyeti kabul ederse, aynIarı ile onun malı olmaktan çıkmış
olurlar. Fakat bu durumdaki köleler, mirasçılar, dilerse borcunu ödemeleri
şartıyla hiçbir durumda onun malından verilmezler.
Bir adamın fasit /
geçersiz bir yazışma akdi yapmış olduğu bir mükatebi varsa, bu da diğer
köleleri gibi olup onun adına da fıtır zekatınıl sadakasını öder. Onun
yazışması sahih olsa fıtır zekatınıl sadakasını ödemekle yükümlü değildir,
çünkü böyle birisi artık onun malı dışındadır, onu satamaz. Mükatep olana da
fıtır zekatıl sadakası düşmez. Çünkü onun kendi malı üzerindeki mülkiyeti tam
değildir. Bir adamın bir um veledi (efendisinden oğlu olmuş cariyesi) yahut bir
müdebberesi (hürriyetine kavuşturulması ölümü şartına bağlı olan cariyesi)
varsa, her ikisinin de fıtır zekatını Isadakasını ödemekle yükümlüdür, çünkü o,
her ikisinin de malikidir.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Bunak ve çocuğun velisi, bunlar adına fıtır zekatını
Isadakasını ödediği gibi nafakalarını sağlamakla yükümlü oldukları kimselerin
de fıtır zekatınıl sadakasını tıpkı sağlıklı kimsenin kendisi için ödediği gibi
öder.
Şafii dedi ki: Bir
kimse, yanında bulunmayan kayıp kölesinin zekatınıl fıtır sadakasını askıya alamaz.
İsterse ondan haber alamıyor olsun. Ta ki Şevval hilalinden önce öldüğünü
bilinceye kadar. Eğer Şevval'den önce öldüğünü bilse, onun adına fıtır zekatıl
sadakası ödemez. Kesinlikle öldüğünden emin olmazsa, onun fıtır zekatını
Isadakasını öder.
Şafii dedi ki: Bir kimse
bir kimsenin şehrinden uzaklaşıp kaybolsa, fıtır zekatının Isadakasının
ödendiği zamanda ölü mü diri mi olduğunu bilmezse, onun zekatınıl sadakasını
versin.
[863] Bize er-Rebi'
haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize Malik, Nafi'den haber
verdi. Onun İbn Ömer'den rivayetine göre o, Vadilkura ve Hayber'de bulunan
kölelerinin fıtır zekatını / sadakasını verirdi.
Şafii dedi ki: Şevval
ayına giren, yanında kendisinin ve nafakasını sağlamak durumunda olduklarının o
günkü gıdaları ve kendisinin ve onlar adına fıtır zekatınıl sadakasını ödeyecek
kadar malı bulunan herkes, hem kendisi adına hem onlar adına, fıtır zekatınıl
sadakasını öder. Şayet yanında ancak onların bazılarının fıtır zekatınıl
sadakasını ödeyecek kadarı varsa o bazılarınınkini öder.
Eğer yanında, ancak o
güne yetecek kadar bir gıdaları varsa, o takdirde ne ona ne de nafakalarını
sağlamakla yükümlü olduğu kimselere fıtır zekatıl sadakasını düşer (yani
düşmez).
Şafii dedi ki:
Nafakasını sağlamak durumunda olduğu kimselerden birisi, fıtır zekatınıl
sadakasını ödeyecek bir varlığa sahipse, o kimsenin kendisi adına onu ödememeye
ruhsat veremiyorum. Bununla birlikte, ona bunu ödemenin vacip olduğu da benim
için açıkça belli değildir, çünkü bu durumda onun fıtır zekatınıl sadakasını
ödemek başkasına farz kılınmıştır.
Şafii dedi ki: Bununla
birlikte, fıtır zekatınıl sadakasını ödemesinde ve eğer muhtaç ise öyle biri,
zekatı da farz olan ve olmayan diğer başka sadakaları da almasında bir sakınca
yoktur. Zekat / Fıtır sadakası hususunda her Müslüman eşittir.
Şafii dedi ki: Malı ve
nakdi bulunmayan ve o günkü nafakasını bulamayan bir kimsenin zekat / fıtır
sadakası (ödemek üzere) borç alma yükümlülüğü yoktur.
FİTİR ZEKATINA /
SADAKASlNA DAİR İKİNCİ BAŞLIK
[864] Bize er-Rebi'
haber verip dedi ki: Şafii dedi ki: Bize Malik b. Enes, Nafi'den haber verdi.
Onun İbn Ömer'den rivayetine göre, Rasulullah (s.a.v.) Ramazan ayı orucunun
bitmesi dolayısıyla fıtır zekatını Isadakasını insanlara ya bir sa' kuru hurma
ya bir sa arpa olarak, hür olsun, köle olsun, erkek olsun, dişi olsun, bütün
Müslümanlara farz kıldı.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Müslümandan başkasına fıtır zekatıl sadakası yükümlülüğü
yoktur. Kişinin küçük olsun, büyük olsun, nafakasını sağlamakla yükümlü olduğu
herkes için fıtır zekatını / sadakasını ödeme yükümlülüğü vardır.
Şafii dedi ki: (Kişi),
eşinin ve ona hizmetçilik edecek sadece birisinin nafakasını ödemekle
yükümlüdür. Bunun dışında, hanımına ait geri kalan kölelerinin zekatını /
sadakasını ödemek hanımına düşer. Köleleri olan bir kimsenin bu köleleri; İster
yanında olsun, ister olmasınlar, ister ticaret için, ister hizmet için
olsunlar, hayatta olduklarını bildiklerinin de dönüşlerini; ister ümit etsin,
ister ummasın hepsinin (fıtır) zekatlarını / sadakalarını öder. Aynı şekilde
kölelerine ait kölelerin de zekatını / fıtır sadakasını ödediği gibi
ummehat'l-evlad denilen efendilerinden çocukları olmuş cariyelerin de belli bir
süre sonra azat edileceklerin de zekatını öder. Bununla birlikte, kafir bir
köle ve kafir bir cariyenin -kimseye- fıtır zekatını / sadakasını ödeme
yükümlülüğü yoktur. 'Kendisine fıtır zekatıl sadakası ödemek düşer', dediğim
bir kimsenin Ramazan ayının son gününün gündüzünün herhangi bir vaktinde
kendisinin yahut da mülkiyeti altında bulunanların yahut aile fertlerinin bir
çocuğu olsa, Şevval hilalinin doğacağı gecede güneş batarsa, doğan çocuğun -o
gece ölse dahi- fıtır zekatını / sadakasını ödemesi kap eder. Ramazan ayının
son gününün güneşi battıktan sonra, çocuğu olsa yahut da aile fertlerinden
birisinin çocuğu doğsa, ona fıtır zekatı / sadakası düşmez. Bu, senenin
devretmesinden sonra mülk edindiği bir mal gibidir. Ancak o sene devretmeden
önce o mal yanında ise ve sene devredince de yanında bulunuyorsa ona zekat
düşer. Bir kimse, müşteri muhayyer olmak üzere bir köle satın alsa ve geri
çevirmeyi yahut satın almayı seçmeden önce Şevval hilali doğsa, sonradan satın
almamayı ya da almayı tercih ederse, zekatınıl sadakasını ödemek müşteriye
aittir. Çünkü satışı vacip olup muhayyerlik ancak kendisine ait bir hak ise, o
takdirde satış hakkı onundur. Şayet şartlı olarak onu geri vermeyi seçerse, o
takdirde kusur sebebiyle geri verme tercihini yapan gibi olur. Satılan köle,
ister müşterinin elinde, ister satıcının elinde bulunsun, ona malikin kim
olduğuna bakar ve onun fıtır zekatınıl sadakasını onun yükümlülüğü olarak kabul
ederim.
Bir kimse, bir köleyi
gasp etse, onun fıtır zekatı o kölenin malikine aittir. Bir kimse, bir köleyi
ücretle tutsa ve nafakasını kendisi üzerine şart koşsa, fıtır zekatıl sadakası
kölenin efendisine düşer. Bir kimse, bir diğerine Ramazan ayında bir köle hibe
etse, kendisine hibe edilen kişi de Şevval hilali doğana kadar onu kabzetmese,
fıtır zekatını / sadakasını şarta bağlı olarak görürüz. Eğer onun kabzetmesini
sağlarsa, kendisine hibe edilen kişi zekatını / sadakasını öder. Şayet onu
kabzetmezse, hibe eden kişi zekatını ıfıtır sadakasını öder. Geceden önce onu
kabzedip sonra da güneş batarsa ve onu geri verirse, o takdirde fıtır zekatı
Isadakası kendisine hibe yapılana düşer. Bir kimsenin, bir diğerinin
mülkiyetine verdiği her şey, köle ya da cariye olsun böyledir. Köleleri olan
bir adam, ölse ve mirasçıları Şevval hilalinden önce o adama mirasçı olup sonra
Şevval hilali doğduğu halde kölelerin mülkiyeti onların ellerinden çıkmamışsa,
mirasçılıkları miktarına göre, o kölelerin fıtır zekatınıl sadakasını ödemek
onlara aittir. Onlardan birisi, Şevval hilali doğduktan sonra mirastan payına
düşeni almak istemese de fıtır zekatını Isadakasını ödemek ona düşer. Çünkü
durum ne olursa olsun, onun mülkiyeti tahakkuk etmiştir. Kölenin bir bölümü
hür, bir bölümü köle ise o köle de mülkü olan kişi malik olduğu kadarı ile
zekatını / sadakasını öder, geri kalanını ödemek ise kölenin vazifesidir. Şayet
o günkü kazancı Ramazan bayramı birinci günü ve gecesi onun gıdasını
karşılayacak kadar ise bu köleye ait olur. Ramazan bayramı gecesi ve günü
kendisinin gıdasından bir şeyi artmıyorsa ona bir şey düşmez.
Mukariz (denilen
mudarebe emekçi ortağı), köleler satın aldıktan sonra, Şevval hilali de köleler
yanında bulunuyorken doğarsa, onların (fıtır) zekatı / sadakası mal sahibine
düşer. Adam, Şevval hilali doğunca ölse, zekat (fıtır sadakası) da onun malında
borç ve vasiyetler gibi ödenir. Bu zekat, hem kendi adına hem mülkiyeti altında
bulunanlar adına hem de kendilerinin nafakalarını sağlamakla yükümlü olduğu
ihtiyaçlarını karşıladığı Müslümanların adına çıkartılıp verilir.
Bir adam ölse ve bir
diğerine bir köle vasiyet etse, ölümü Şevval hilalinin görünmesinden önce
gerçekleşip bu köle üçtebirin (1/3) kapsamına dahil ise, o takdirde onun
(fıtır) zekatı Isadakası efendinin malından ödenir. Şayet Şevval hilalinden
önce ölürse; bu durumda zekat / fıtır sadakası, vasiyeti kabul etmiş olması
halinde kendisine vasiyet edilene aittir. Eğer vasiyeti kabul etmez ise yahut
bilse de bilmese de zekat / fıtır sadakası ş'ırta bağlıdır. O, köleyi almayı
seçerse, zekatınıl fıtır sadakası ödemek ona düşer. Kabul etmezse kölenin
zekatınıl fıtır sadakası vermek mirasçıların görevidir.
Eğer köle, mirasın
üçtebiri (1/3) kapsamında değilse, vasiyeti kabul ettiği takdirde lehine
vasiyet edilen kişi mirasçılar ile ortak olur. Zekatınıl fıtır sadakasını
ödemek ise, ortaklara düştüğü gibi, onlara da düşer. Eğer lehine vasiyet edilen
kişi, onların kabul ya da reddedişi tercih etmeden önce ölürse, bu durumda,
mirasçıları onun yerine geçer. Eğer, köleyi kabul etmeyi seçerlerse, fıtır
zekatını Isadakasını ödemek; babalarının mallarından olmak üzere onlara düşer.
Bir adama, lehine vasiyette bulunduğu kişi hayatta olduğu sürece başkasına
hizmet etmesi şartıyla, bir kölenin mülkiyetini vasiyet etse, fıtır zekatını
Isadakasını ödemek o kölenin mülkiyetine sahip olana düşer. Eğer lehine vasiyet
olunan kölenin mülkiyetini kabul etmezse, fıtır zekatını ödemek mirasçılara
düşer.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Köleleri bulunan bir kişi, borçlu olarak Şevval hilalinden
sonra ölse, onun ve kölelerinin zekatı Ifıtır sadakası malından ödenir.
Hilalden önce ölse, zekatıl fıtır sadakası ödemek mirasçılara düşer, çünkü
onlar borçtan kurtuluncaya kadar köleler onların mülkündedir. Kişi, eğer sahih
bir yazışma yapmışsa, kitabet / yazışma akdi yaptığı kölesinin adına ödeme
yapmayacağı gibi yazışma yapmış köle de kendisinin fıtır zekıtını Isadakasını
ödemez. Şayet bu yazışması fasit ise, o da adamın diğer köleleri gibidir. Onun
da fıtır zekatını / sadakasını eda eder.
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona olsun) dedi ki: Küçüğün ve bunağın, zekatını / fıtır sadakasını da bu
ikisinin nafakasını sağlamakla yükümlü oldukları kimselerin zekatınıl fıtır
sadakasını da onların velisi, -tıpkı sağlıklı kimsenin zekatını ödediği gibi-
öder. Şevval ayına girip yanında kendisinin ve nafakalarını sağlamakla yükümlü
olduklarının o günün gecesi ile birlikte gıdasına sahipse, hem onlar adına hem
kendisi adına fıtır zekatını / sadakasını eda edecek kadar bir şeyleri bulunan
kimse, kendisi için de onlar için de fıtır sadakasını verir. Şayet yanında
ancak kendisinin fıtır zekatını Isadakasını ya da bir bölümünün fıtır zekatınıl
sadakasını ödeyecek kadar varsa, o kadarını öder. Yanında kendisinin ve onların
gıdası dışında bir şey yoksa ona da bir şey düşmez. Aralarında günlük
nafakasından artan bir şeyler bulan birisi varsa, eğer onun adına fıtır zekatı
/ sadakası ödenmemişse, o da kendisinin zekatınıl fıtır sadakasını öder,
bununla birlikte ona zekatını fıtır sadakasının düşeceği benim için açık
değildir, çünkü onun adına zekat ıfıtır ondan başkası üzerine farzdır. Bununla
birlikte kişinin fıtır zekatınıl sadakasını ödeyip hem onu hem de farz ve
nafile sadakalar almasında da bir beis yoktur. Zekat / fıtır sadakası hususunda
her Müslüman eşittir. Yanında hiçbir şeyolmayan bir kimseye fıtır zekatınıl
sadakasını borç alma yükümlülüğü -borç alacağı kimseleri bulsa dahi- yoktur. Şayet
Şevval hilalinden sonra elinde bolluk bulunsa, o zekatıl fıtrı ödeme
yükümlülüğü kap etmez, çünkü kendisi ödeyecek bir şey bulamazken vakti geçmiş
bulunmaktadır. Bununla birlikte onu ödemesini daha çok severim.
Şafii dedi ki: Bir
kimse, bir köleyi fasit bir satış ile satsa, fıtır zekatı Isadakası satıcıya
düşer, çünkü köle onun mülkiyetinden çıkmamıştır. Aynı şekilde, onu fasit yahut
sahih bir rehin ile rehin bıraksa, fıtır zekatı Isadakası onun malikine düşer.
Bir kimse, cariyesini bir köle ile evlendirecek olsa, cariyesinin fıtır
zekatını / sadakasını ödemekle yükümlüdür. Mükatep ile evlendirmesi halinde de
hüküm budur. Eğer cariyesini hür birisiyle evlendirecek olursa, o hür kimseyi
cariyesiyle başbaşa bırakması halinde zekatınıl fıtır sadakasını ödemek hür
kişiye düşer. Eğer onları başbaşa bırakmayacak olursa, zekatınıl fıtır
sadakasını ödemek efendinin yükümlülüğüdür. Eğer hür koca, fakir ise, cariyenin
efendisi, onun zekatımı fıtır sadakasını ödemekle yükümlüdür,
Bir kişi, küçük çocuğuna
bir cariye ya da bir köle hibe etse, oğlunun da ondan başka bir malı yoksa
babasına, zekat / fıtır sadakası ödemenin gerekeceği benim için açık değildir,
Çünkü bu durumda, çocuğun nafakası ona düşmez, ancak çocuk süt emiyor ise yahut
da küçük için mutlaka ihtiyaç duyduğu kimseler varsa, babası onların nafakasını
da karşılamakla ve onlar adına zekatı / fıtır sadakasını da ödemekle
yükümlüdür. Eğer babası, bunları kendisinin hizmeti için alıkoyacak olursa,
kötü bir iş yapmış olmakla birlikte onların fıtır zekatını / sadakasını
ödemekle yükümlü olacağı benim için açıklık kazanmamaktadır, çünkü bunlar
nafakalarım sağlamakla yükümlü olduğu kimselerden değildir. Eğer oğlunun malı
varsa, o maldan oğlunun kölelerinin (fıtır sadakasını) öder. Oğlu için, ücretle
bir sütanne tutsa, çocuğun babası, sütannenin fıtır zekatımı sadakasını
ödemekle yükümlü olmadığı gibi, küçüğün velisinin dışında onun fıtır zekatımı
sadakasını ödemekle kimse yükümlü değildir. Eğer bir hakimin emri olmadan onu
çıkartıp verirse tazminatım öder.
Sonraki için tıkla:
FİTİR ZEKATININ
/ SADAKASININ ÖLÇEKLERİ